|
Hegel’in Tinin Fenomenolojisi’nde Tarihsel Bilinç Kavramı
Tinin Fenomenolojisi adlı eserde ortaya koyulan izlek, en genel anlamıyla “bilincin deneyiminin bilimi” olsa da, bu bilincin deneyiminin bilimiyle kastedilen şey, daha çok Hegel öncesi düşünürlerin, özellikle de Descartes’tan Kant’a kadar süren mentalist kartezyen geleneğin bir eleştirisini içinde barındırır. Bu eleştiri, hakikat ölçütünü zihindeki tasarımlar arası bir ilişki sorusuna verilen cevapta değil, aklın tarihsellikle, bu demektir ki zaman boyutuyla ilişkisinde ortaya çıkarmaya çabalar. Yöntem, özne-nesne ve özne-özne ilişkisinin almış oldukları farklı biçimlere ilişkin sürece önsel değil, bu süreçte kendisini ortaya serer bir yapı arz etmektedir. Bu da, fenomenolojik süreçte alttan alta işleyen bir paralelliğin gözler önüne serilmesine yol açar: Mantıksal zorunluluk ile tarihsel edimsellik. Bu çalışma, tarih felsefesi açısından sorunlu addedilen bir ilişkiyi, eş deyişle mantıksal zorunluluk ile tarihsel edimsellik arasındaki ilişkiyi Tinin Fenomenolojisi bağlamında daha açık kılmayı amaçlayan bir çalışma olacaktır.
|